Projeyi genel hatları ile değerlendirdiğimiz de aşağıdaki başlıklarda eksikler ve sorunlar ortaya çıktığı görülmektedir. Tekrar ediyor gibi görünse de projenin temel sorunları, teknolojik, ekonomik ve idari açıdan bakılıp, dünyada ki teknolojik eğilimler, büyük, yaygın ve çok paydaşlı proje yaklaşımı dikkate alındığında daha net görülmektedir.

Projenin temel sorunları, özet olarak şu şekildedir;

Sektör Deneyiminden Faydalanmama

Sektör Firmaları ve Belediyeler dikkate alınmamıştır. Sektörde uzun yıllardır Belediyelere çözüm üreten onlarca firma, bunların binlerce çalışanı ve bu firmaların sahip olduğu deneyimin sürece olumlu katkı sağlayacağı açıkken, bu yol değerlendirilmemiştir.

Özel sektörü dışlayan bu yaklaşım nedeniyle, firmalar, projeye katkı sunabilecekken, kendilerini belirsiz bir sürecin içerisinde bulmuşlardır. Sorun sadece firmaların dışlanması olmayıp, projenin bizatihi kullanıcısı olacak Belediyelerin de görüşleri ve dinamikleri dikkate alınmamasıdır. Oysa ki 1980 ortasından beri sektörde oluşan büyük bir bilgi birikimi ve çözüm çeşitliliği hiç zarar görmeyecek şekilde proje tasarlanabilir, bakanlık ihtiyaç duyduğu içeriğe ve kontrol yeteneğine sahip olabilirdi.

Proje Yaklaşımı ve Tasarımı

Bu ölçekte gerçekleştirilecek bir projede, proje mimarisi daha dikkatle ele alınmalı, dünyadaki ve ülkemizdeki örneklerden ve teknolojinin sağladığı olanaklardan yararlanılarak tasarlanmalıydı. Proje, sanki özel sektör firmalarının ürettiği çözümlere bir alternatif sunabilme kaygısıyla ele alınmış, bu nedenle de çok kapsamlı bir hale getirilmiştir. Son kullanıcılarla etkileşimi içeren, yoğun şekilde eğitim, veri aktarımı, bakım ve destek gerektirecek bu yaklaşım ile Belediyelerin ihtiyaçlarının karşılanması mümkün olmadığı gibi “yenilik” anlamında da bir farklılık sunulamayacaktır.

Zaten, piyasada onlarca farklı çözüm ve yüzlerce farklı uyarlama varken mevcut olan çözümlere alternatif bir çözüm ortaya koymak, projenin önündeki en büyük engel olmaktadır. Uzmanlaşmış ve kurumlara özel uyarlanmış çözümleri kullanan Belediyeler, mevcut çözümlerin bile gerisinde olacak bir çözümü kabulde zorlanacaklardır. Kabul etseler dahi yaşatmak çok maliyetli ve meşakkatli olacaktır.

Sürdürülebilir bir model olmadığı açık olan bu proje yaklaşımı yerine, ülkemizde birçok başarılı örneğini gördüğümüz (Örneğin Maliye Bakanlığı’nın “e-Dönüşüm” projeleri), modern servis mimarisini içeren, özel sektörü dışlamak yerine, onların farklı uygulamalarını içine alacak şekilde entegre edecek, daha vizyoner bir proje yaklaşımı çok daha doğru, ekonomik ve başarılı olacaktır.

Projenin “Yenilik” Boyutu

E-belediye Projesinin, Belediyelere getirdiği yeni bir özellik yoktur. Bakanlığın yenilik olarak sunduğu her konu (Kesintisiz hizmet, Vatandaş işlemlerinin hızlandırılması vb.) zaten uzun süredir sektörde rekabet içerisinde hizmet veren firmalarca verilen hizmetlerdir. Raporda yer alan “Bakanlık Proje Gerekçeleri ve Cevaplarımız” bölümünde detaylı olarak bu konu ele alınmıştır.

Verimlilik ve Hizmet Yarışı

Sektör firmalarının rekabet içerisinde ürettikleri ürün ve hizmetler neredeyse her belediye için farklılık göstermekte, belediyelerin vizyonuna, iş yapma şekline göre uyarlanmaktadır. Hizmeti daha etkin ve verimli hale getirmeyi amaçlayan bu yaklaşım ile belediyeler, bilişim teknolojileri ile dinamizm kazanmakta ve vatandaşa yeni hizmetler sunabilmektedir. Ayrıca firmaların rekabet içerisinde olmaları sonucu ürün ve hizmet fiyatları minimize olmaktadır. Firmaların 7/24 hizmet anlayışları dikkate alındığında, sistemlerin kullanım oranı ve verimliliği artmaktadır.

Sektörde bulunan firmalar uzun süredir sektöründe faaliyet göstermektedir. Sektör firmaları adeta belediyelerde bir terzi gibi çalışmakta ve tamamen kurumun ihtiyacına odaklı elbise dikmektedir. Bakanlık ise merkezi bir uygulama ile tüm belediyelerin tek bir elbiseyi giymesini istemektedir. Bu elbise, bazı belediyelere dar, bazılarına bol gelecek ve büyük bir verimsizlik oluşturacaktır,
Belediyelerin Özgünlüğü ve “Tek Tip Uygulama” Sorunu

Proje tasarlanırken, belediyelerin özgünlüğünü, dinamizmini ve hizmet farklılığı dikkate alınmamıştır. Belediyeler arasında hizmette olduğu gibi teknolojiyi kullanım süreçlerin de bir yarış yaşanmaktadır. Bu yarış, belediyelerin teknoloji kullanımını sürekli yukarıya taşımaktadır. Sunulması planlanan merkezi uygulama, Belediyelerin vizyonlarına uygun bilişim sistemlerini kurma sürecine engel olacak, belediye hizmetlerini sıradanlaştıracaktır.

Bakanlık projesi, tasarımındaki yaklaşım yanlışlığı nedeniyle, mevcut özel sektör çözümlerinin temel özelliklerine sahip alternatif bir çözüm sunmayı hedeflemiş ve bu nedenle de katı bir “tek tip uygulama” anlayışını benimsemek zorunda kalmıştır. Bu yaklaşım şekli, Belediyelerin dinamik yapısına zarar verecektir.

Tek Yönlü Veri Akışı

Projenin şu ana kadar ki gelişmesi ve yapılan açıklamalar dikkate alındığında, projenin sadece tek yönlü veri akışına izin verdiği görülecektir. Yani, Belediyelerde üretilen verilerin Bakanlık veri tabanın da depolanacağı ve oradan raporlanacağı şeklinde bir yaklaşım sunulmaktadır.

Bu tek yönlü yaklaşımın hem sektörün gelişimine, hem “Akıllı Şehir” uygulamalarına hem de belediyelerin özgün uygulama isteklerine engel olacağı açıktır. Belediyelerin kendi kaynaklarıyla veya özel sektör yardımıyla geliştirecekleri uygulamalarda ihtiyaç duyulacak verilerin temin edilememesi sorun olacaktır. Verilerin iki ayrı yere girilmesi gibi bir uygulama yapılması durumunda ise “veri tutarlılığı” ve “verimlilik” sorunları ile karşılaşılacaktır.

Bakanlığın, Belediyelere ait veri tabanın da tutulan verileri belli aralıklarla Belediyelere gönderecek olması da sorunu çözmeyecektir. Çünkü, belediyelerin anlık ve güncel veri ihtiyacı karşılanamayacaktır.

Bu yaklaşımın bir diğer sorunu ise Bakanlığın proje lansmanında ilan ettiği ve projenin en önemli getirisi olarak sunulan “tasarruf” konusu da boşa çıkmış olmasıdır. Çünkü, Belediyelerin, Bakanlık veri tabanını kullanamamaları nedeniyle kendi veri tabanlarını yaşatmak ve güncel tutmak zorunda kalacaklardır. Biliyoruz ki Belediyeler de en önemli maliyet kalemlerinden biri Vetitabanı lisansı ve bakımıdır.

Bakanlık, projesini revize edip, Belediyelerini anlık ve güncel veri ihtiyacını karşılamak için iki yönlü servis uygulamasına geçmesi durumunda ise zaten bizim başından beri önerdiğimiz “Servis Mimarisi” modelini uygulamış olacaktır. Bu nedenle, proje tasarımının, henüz işin başındayken yeniden ele alınması çok daha doğru olacaktır.
Akıllı Şehir Projelerine Etkisi

Bakanlık projesinin sahip olduğu tasarım ve proje yaklaşımı ne yazık ki açık ve çağdaş bir mimariyi desteklememektedir. Ayrıca son zamanlarda uygulanan merkezi servislerin özel sektör uygulamalarına kapatılması yaklaşımı da Akıllı Şehir projelerinin ihtiyaç duyacağı merkezi verilere ulaşamaması neticesi doğuracaktır. Bu durumda uygulanacak Akıllı Şehir projeleri ya kendi veri tabanlarını oluşturacak ve ihtiyaç duyacağı verileri lokal veri tabanlarında tutmak zorunda kalacaklardır. Ancak verilerin entegre olamaması neticesinde veri tutarlılığı ve güncelliği gibi sorunlar, projelerden beklenen sonucun elde edilmesine engel olacaktır.

Proje Maliyeti

Bakanlığın proje sunumlarında, özel sektör eliyle yapılan işlerin devlet eliyle yapılması “tasarruf” olarak sunulmaktadır. Oysa ki birçok gizli kalem (Eleman, lisans alımları, zaman, verimsizlik vb.) dikkate alındığında maliyetin, düşünülenden çok daha fazla olacağı açıktır.

Rekabetin ortadan kalkmasıyla yaşanacak verimsizlikler, zaman içinde personel değişimleri nedeniyle muhtemelen oluşacak olan “know how” kayıplarından dolayı çok daha büyük maliyetler ortaya çıkacak, projeler içinden çıkılmaz bir hale gelecek ve belediyeler hizmet veremez duruma düşecektir.

E-Belediye projesinin şu ana kadar %5’i dahi hayata geçmemiş olmasına rağmen lisanslara, sunuculara, altyapıya ve sözleşmeli personellere ciddi harcamalar yapılmıştır. İşin bakım ve yerinde destek kısmı gündeme geldiğinde, proje maliyetlerin katlanarak arttığı görülecektir.

Destek Modeli

Bakanlık, projesinin desteği için geliştirdiği 2 model bulunmaktadır. Bunlar;

  1. Eğitimler için Belediye personelinin kullanılması,
  2. Destek amacıyla da Çağrı Merkezi kurulması.

Ne yazık ki, sektör gerçeklerinden uzak yaklaşımı burada da görmekteyiz. Veri aktarımından devreye almaya, yıl sonu işlemlerinden dönemsel işlemlere, özel rapor isteklerine kadar Belediyeler birçok hizmeti, özel sektörün uzman personellerince yerinde ve zamanında verilen desteklerle karşılamaktadırlar. Böylece hizmet aksamamakta ve vatandaş mağdur olmamaktadır.

Bakanlığın hiyerarşik yaklaşımı ile yaşanacak sorunlar bir süre bastırılsa da orta ve uzun dönemde işin sürdürülemez bir hal alacağı aşikardır. Tabi bu durumda da ortaya başka sorunlar çıkacaktır.

  • Ortaya çıkan yoğun destek ihtiyacı nasıl karşılanacak? Eğer bu ihtiyaç, ihale yoluyla başka bir özel sektör firmasına verilecek ise, oluşacak haksızlığın ve zararların sorumlusu kim olacaktır? Madem iş özel sektör eliyle yapılacaktı, o zaman neden firmaların yok edildiği bir model de ısrar edildi?
  • Projenin bu haliyle yürütülemeyeceği anlaşılıp, farklı bir yaklaşım ile yeniden ele alınması durumunda, sektör firmalarının ve belediyelerin zararlarının nasıl karşılanacağı sorusu ortaya çıkacaktır.
Sektör firmalarının yok edildiği ve bilgi birikimlerinin sıfırlandığı bir gelecekte, projeden vaz geçildiğinde, ortaya çıkacak zararın boyutu çok daha büyük olacaktır. Çünkü, oluşan güvensiz ortam nedeniyle ciddi firmalar sektöre yatırım yapmayacak, yapacak olan firmalar ise aynı deneyimi kazanmak için yıllarını harcayacaklardır.